Miras Avukatı
Miras Avukatı Türk Medeni Kanunu hükümlerinde düzenlenmiş olan , kişinin ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi halinde ortaya çıkan uyuşmazlıkları konu alan hukuk alanıdır. Kişinin ölümünden sonraki süreci veya yaşarken düzenlemek üzere hazırladığı vasiyetnameler, ölüme bağlı tasarrufları da miras hukuku alanında yer almaktadır.
Miras Avukatı alanında en çok merak edilen iki husus bulunmaktadır. Bunlardan birincisi kimlerin mirasçı oluğu (yasal ve atanmış mirasçılar) ikincisi ise bu mirasçıların miras haklarını nasıl ve ne şekilde kullanacakları olmaktadır. Bu yazımızı ve sitemizde yer alan diğer yazılarımızı takip ederek Kocaeli miras avukatı ve diğer alanlara ilişkin ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Mirasçı Kimdir?
Mirasçı, yasal ve atanmış olarak ölen kişinin mirasında hak iddia edebilecek kişilere denmektedir. Görüldüğü üzere mirasçılar yasa tarafından düzenleme gereği olabileceği gibi miras bırakanın düzenlemiş olduğu vasiyetname ile de mirasçı olunabilecektir. Ancak tabii ki vasiyetlerin düzenleme şekilleri, geçerlilik şekilleri, yasal mirasçıların haklarının korunduğu haller ve sınırlar medeni kanunumuzda ayrıntılı olarak açıklanmıştır. Medeni kanunumuzda yasal mirasçılar zümrelere ayrılarak yasal miras oranları belirlenmiştir.
Zümre Sistemi
Türk Medeni Kanunu’nun mirasa ilişkin hükümlerinin bulunduğu kısımda zümre sistemi kabul edilmiştir. Yasal mirasçı olabilmek için yasal olarak belirlenen zümreye ait olmak gerekmektedir. Ayrıca kademeli olarak ayrılan zümrelerden önce bulunan zümrede birisinin bulunması alt zümreye mirasın geçişini engelleyecektir. Birinci, ikinci ve üçüncü derece zümre ile birlikte eşin mirasçılığı ayrıca düzenlenmiştir.
Birinci zümre;
Miras bırakanın alt soyu birinci derece zümreyi oluşturmaktadır. Yani çocukları, torunları, kendisinden önce ölse dahi ölen çocuğunun çocukları gibi uzayıp sınırsız bir şekilde alta doğru giden zümredir. Birinci zümrede, hiç kimse bulunmaması halinde miras ikinci zümreye geçecektir.
İkinci zümre;
Miras bırakanın anne ve babasıdır. Annenin miras bırakandan önce ölmüş olması durumunda miras babaya kalacaktır. Babanın ölmüş olması durumunda da anneye kalacaktır. Ancak tabi ki yukarıda yapmış olduğumuz uyarıyı unutmayınız bu zümreye mirasın kalabilmesi için birinci zümrede kimse olmamalı veya mirası reddetmelidirler. Anne ve babanın ikisi de miras bırakandan önce ölmüş ise onların alt soylarına(çocukları yani miras bırakanın kardeşleri veya onların çocuklarına) miras intikal edecektir. İkinci zümrede de hiç kimse bulunmaması halinde miras üçüncü zümreye geçecektir.
Üçüncü zümre;
Miras bırakanın büyük annesi ve büyük babasıdır. (Miras bırakanın annesinin, anne-babası ve babasının, anne-babası) Ancak tabi ki yukarıda yapmış olduğumuz uyarıyı unutmayınız bu zümreye mirasın kalabilmesi için ikinci zümrede kimse olmamalıdır. Büyük anne veya büyük babanın miras bırakandan önce ölmüş olmaları durumunda ise miras, onların alt soyuna yani miras bırakanın amcası, halası, teyzesi, dayısına geçecektir.
Eşin mirasçılığı;
Sağ kalan eşin mirasçılığı, zümrelerin haricinde ayrı olarak düzenlenmiş ve hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna göre miras payı oranı düzenlenmiştir. Anılan düzenleme ışığında sağ kalan eş; birinci derece zümre ile birlikte mirasçı olması durumunda mirasın ¼’ü, ikinci derece zümre ile birlikte mirasçı olması durumunda mirasın ½’si, üçüncü derece zümre ile birlikte mirasçı olması durumunda mirasın ¾’ü, onların da olmaması halinde mirasın tamamı eşe kalacaktır. Ayrıca medeni kanunumuzda kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde düzenlendiği üzere buradan alması gereken payı aldıktan sonra kalan mirastan yukarıdaki payları alacaktır.
Saklı Pay Nedir?
Saklı pay, miras bırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarruflar veya ölümünden hemen önce kanunda öngörülen sürelerde yapılan işlemlerde yasal mirasçıların bir kısım miras hakkını korumak için getirilmiş bir düzenlemedir. Saklı paya sahip olan mirasçılar; anne, baba, alt soy ve eştir. Diğer yasal mirasçıların saklı payı bulunmamaktadır. Kanundaki düzenlemeye göre;
-Altsoy için saklı pay oranı, yasal miras payının yarısıdır.
-Anne ve baba için saklı pay oranı, yasal miras payının dörtte biridir.
-Eş için saklı pay hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna göre değişmektedir. Alt soy ve ana-baba ile birlikte mirasçı kalması durumunda yasal miras payının tamamı saklı paydır. Diğer hallerde ise yasal miras payının ¾’ü saklı paydır.
Saklı payı ihlal edildiğini düşünen saklı pay sahibi “Tenkis” davası olarak adlandırdığımız davayı açarak saklı payını talep edebilecektir. Saklı payları tasarrufla ihlal edilenler, lehine tasarruf edilen kişi veya kişilere karşı tenkis davasını öne sürmesi gerekmektedir. Tenkis davası zamanaşımı, saklı payın ihlal edildiğini öğrenmenin üzerinden 1 yıl ve mirasın açılmasıyla birlikte her halde 10 yıldır. Davada, yetkili yer ölenin son yerleşim yeri mahkemeleridir. Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk mahkemeleridir.
Vasiyetname Nedir?
Resmi vasiyetname, el yazılı vasiyetname ve sözlü vasiyetname olmak üzere üç çeşit vasiyetname türü vardır. Bunlardan en yaygın kullanılanı el yazılı vasiyetnamedir. En az kullanılanı ve hatta uygulamada neredeyse görülmeyen, çok sıkı şekil şartlara bağlı olan ise sözlü vasiyetnamedir. Tüm vasiyetname çeşitlerine ilişkin geçerlilik şartları medeni kanunumuzda ayrıntılı olarak ele alınmıştır.
Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi, noter veya kanunda sayılan resmi memur önünde tutanak altına alınarak 2 tanık ile birlikte imzalanarak oluşturulan vasiyetnamelere resmi vasiyetname denmektedir. Tanık olarak katılamayacak olan kişiler; miras bırakanın eşi, üst soy ve alt soy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleridir.
El yazılı vasiyetnamenin geçerli olabilmesi için, baştan sona miras bırakanın kendi el yazısı ile tarih belirtilmiş olmalı ve imzalanmalıdır. Bu şartlardan birisinin eksikliği halinde el yazılı vasiyetname geçerli olamayacaktır.
Sözlü vasiyetname, istisnai vasiyetname olarak düzenlenmiştir. Yani asıl olan vasiyetin el yazılı veya resmi şekilde verilmesidir. Ancak ölümüne çok az kalmış ve bu imkanları bulunmayan miras bırakan, yukarıda sayılan tanıklık yapamayacak kişiler haricinde 2 kişinin huzurunda vereceği sözlü beyanlar ile vasiyet düzenleyebilecektir. Ancak bu yolun tercih edilebilmesi için gerçekten diğer iki yola başvurulması imkansız olmalıdır.
Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi) Nedir?
Miras bırakanın, yasal mirasçıları veya atanmış mirasçılarının gösterildiği ve bunlardan birisinin talebi üzerine Sulh hukuk mahkemesinden veya noterden alınabilen belgedir. Bu belge sayesinde mirasçıların kim olduğu öğrenilebilecek ve miras payları görülecektir. Veraset ilamına karşı itiraz edilebilir. Ancak ilam iptal edilene kadar geçerlidir.
Mirasın Reddi (Redd-i Miras) Nedir?
Miras bırakanın ölümüyle birlikte miras, mirasçılara intikal eder. İntikal eden bu mirası kabul etmek istemeyen mirasçı miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh mahkemesine mirası reddettiğini bildirebilir. Bu bildirim üzerine görülecek davada reddi mirasın, usulüne uygun ve zamanında yapılıp yapılmadığı denetimi yapılır. Mirası reddetme süresi 3 aydır. 3 aylık süre mirasçılığın öğrenilmesi ile birlikte başlayacaktır. Bu durumu mirasın gerçek reddi denir. Mirası reddeden mirasçı, miras bırakandan önce ölmüş gibi hesaplamalar yapılır.
Mirasın hükmen reddi, miras bırakanın ölmeden önce ödemeden aczi açıkça belirli veya resmen tespit edilmiş olması durumunda kendiliğinden olur. Ancak mirasın, kanun hükmünden kaynaklı olarak reddedilmiş sayılacağının da tespiti gereklidir. Bunun için Asliye Hukuk Mahkemesinde her zaman mirasın hükmen reddinin tespiti davası açılabilecektir.
Miras Ortaklığının Sona Ermesi
Birden fazla mirasçının bulunması halinde, terekeye sahip olan mirasçılar miras ortaklığını oluşturmaktadırlar. Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, mirasa el birliği ile sahip olurlar. El birliği ile sahip olunan miras için ortak hareket edilmesi veya bir vekil atanması gerekmektedir. Mirasçılardan her biri el birliği mülkiyetine son vererek, mirasın paylar oranında paylaştırılmasını veya satılarak paylar oranında dağıtım yapılmasını talep edebilecektir.
Mirasçılar Borçlardan Sorumlu Mudur?
Terekede bulunan borçlardan mirasçıların tamamı müteselsilen sorumludurlar. Müteselsil sorumlu oldukları için, alacaklılar borcun tamamını her birinden talep edebilecektir. Payına düşenden fazla ödeme yapan mirasçı, diğer mirasçılara artan tutar için payları oranında rücu edebilecektir. Süresi içerisinde mirası reddeden mirasçı borçlardan sorumlu olmayacaktır.
Kocaeli Miras Avukatı
Miras avukatı alanında yapılacak iş ve işlemler çok sıkı şekil şartlara bağlanmışlardır. Ayrıca mirasçı sayılarının genelde çok olduğu ve anlaşmaların az olduğu ülkemizde mirasa ilişkin tüm işlemlerinizi bir avukat aracılığı ile gerçekleştirmenizi tavsiye ederiz. Aksi takdirde kaçıracağınız bir süre veya yanlış atacağınız bir adım geri dönüşü mümkün olmayan hak kayıplarına yol açabilecektir.
Kocaeli Miras Avukatı alanında da hizmet vermekte olan ofisimize iletişim kısmında yer alan bilgilerden ulaşabilirsiniz. Avukatlarımızdan randevu alarak hukuki problemleriniz ve özellikle de miras hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarınız hakkında görüşebilirsiniz.